Bir daha ayılmadan uyuyabilmek için yattığı bir gecenin
içinde beliriverdi, artık onun için kabus olan adamın en eski erkek arkadaşı.
Hiç görmediği evinin mutfağında eski karısıyla oturmuşlar, kadına ondan bahsediyorlar.
Karısını seviyor, diyor eski arkadaş. Duydukça kulak damarları çatlayan bu
sözlerle uyanıyor kadın. Lale diye bir kadını sevmişti, bu kumral saçları, beyaza
dönmüş, sıska adam. Ama yine eski evinde, eski karısıyla. Bu kavimin hepsi
böyle demek diyerek, eli baş ucundaki radyosuna uzanıyor. En baba kanalda adı
gibi baba radyoyu açıyor. Başkalarının söylediği ayrılık, özlem, pişmanlık
sözleri ile söylenmiş şarkılarla hazırlanıyor yeni güne. Neden diye soran
oğluna benden daha kötüleri de var, onları dinleyip ayılıyorum fena mı, diyerek
daha çok açıyor sesi. Diğer hikayeler avutuyor. Dün, elinin tersiyle ittiği,
geleceğe dair açık davet mektubuyla avunmuştu epeydir. Şimdi yırttığı o
mektubun açtığı boşluğa tekrar hortlamıştı aynı adam. Kadife rengi gözleriyle bakıyordu
umarsızca dar koridorun en ucundan.
6’’
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder