30.5.13

DOLAP

Hiç sığmadım. Zannedersin ki kat kat elbiseler giyerim. Ne münasebet. Koca kışı bir kazak, koca yazı bir ipekli gömlekle geçiririm. Ama o dolabımın bekçileri hiçbir yere kıpırdamaz. Öylece durur ve o ipek gömleğimi aralarına almamak için direnir dururlar.
İlk çocukluk yıllarım, babamın marangoza çizip yaptırttığı ama neredeyse vinçle o küçücük odamıza sığdırılan, sevimsiz, formika kaplı dolapla geçti. Kapak içine ne sevimli resimler astımsa da; bebek, kedi resimleri, dolap bir türlü sevimli hale bürünemedi. Gelin olup kendi evime taşınırken önce o dolaptan kurtulduğuma sevinmiştim. Ama nafile, hiçte sevindiğime değmedi. Bir dergiden kesip yaptırttığım İtalyan stili siyah, lake dolabım senelerce neyim var neyim yoksa karanlıkta sakladı durdu kıyafetlerimi. Bir lamba koymayı akıl edemedim içine. Daha sonraki evlerim de dolaptan vazgeçip sadece askılarla çözdüm meseleyi. Sonra gene dolap, dolapsızlık derken gittikçe anladım eşyanın bile başını sokacak evmiş derdi.
6''

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder