5.3.13

BENDE HAYATIMI YAŞAMAK İSTİYORUM !


Ne hayatı, hangi hayat, hayat mı kaldı.
Şöyle bir skalasını yapsak hayatın, sıfır noktasından, şu cümleyi söyleyene kadar ki kısmına kadar, koca bir çizgi çeksek, basamağa ayırsak, geriye kalan çubuğun uzunluğu öncesine göre kaçta kaçıdır yaşanan sürenin. Hiç. Kalan süre geçmişe göre hiç. Hala nedendir geriye kalana hayat demeye çalışmak. Hayat olan kısmı çekti gitti, geriye yat kısmı kaldı. Ya bir köşede koltuk kenarında, yada artık kullanamadığımız uzuvlarımızla yatma, yatıp, yaşadığımız kısımların aritmetiğini yapmaya kaldı. Keşkeler, ah pişmanım demeler, öyle değil böyle olsaydı demelerle geri kalanı yatarak tüketeceğimiz bir hayatın nesinden bahsedelim ki. İyi ki de öyle yapmışım dediklerimiz çok ise koca bir gülümseme ile yatarız o koltukta. Ya yapamadıysak düşündüklerimizi, vay halimize.
Çeşmeler değil nehirler akarken önümüzden eğilip de bir tas su içmediysek o ağarmış saçlarımıza hiçte yakışır mı ah edip iç çekmeler. Kahvenin önünden geçerken bastonuna abanıp oturmuş, yüzü kırışık içinde, kasketi bir tarafa kaymış amcalar görüyorum. Kiminin bir tebessüm var yüzünde, eski sevgilinin zülüflerini düşünüyor besbelli, bir diğerinin öfke daha da karartmış suratını. Söylemek isteyip de sevdiğini söyleyemediği kadını başka birinin kolunda, önünden yürüdüğünü hatırladığından herhalde. Evde biri torunlarına gülerek masallar anlatırken, diğeri yalnız kapıları kapatıyor hikayelerin üzerine. Hatırlamamak insan bahşedilmiş en büyük lütuf. Nerede ne hata yaptığını hiç değilse hatırlayamadığından uyuyabiliyor yalnız yatağında. Çok eski bir dostuyla paylaşıyor en nadide sofrasını yaptıklarının ne kadarda doğru olduğundan bahsediyor keyifle, başka bir semtte oğlunun doğduğu günü unutarak. İşte geri kalan hayat, yaşayabilirsen yaşa.
15’’ 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder