Beynimden kalbime ve oradan tüm vücuduma dolanan damarların
kavuştuğu parmak ucumdaki ince tünel, kalemim... Mürekkebi kirli kan, bembeyaz
kağıda dökülüyor. Harf, harf; hece, hece…
Bir zamanlar okuduğum bir masal vardı. Yine altın
serisinden.
Karlı bir günde o uzak diyarlardaki güzel mi güzel kraliçe,
gece mum ışığında hem yağan karı izlermiş, hem de iğne oyası yaparmış. İğne
aniden eline batmış. Parmağından kıpkırmızı bir damla kan dökülüvermiş o
bembeyaz örtüye. Kraliçe gözyaşlarına rağmen beyaz örtünün üzerindeki
kıpkırmızı kan damlasına bakıp dileğini dilemiş. ‘’Böyle bembeyaz tenli,
kıpkırmızı dudaklı bir kızım olsun’’ demiş.
Yıllar geçmiş, bembeyaz kağıtlara parmağımdaki direnden
dökülen kanı gördüğümde diliyorum; hayatımın böyle bembeyaz kelimelerimse kan
kırmızısı olsun…
6''
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder