Herşeyin ucu açık, sonu yok gibi.
Yaşarken etrafımıza serptiğimiz her şeyin bir ucu açık.
Kalem, bir ucu açık.
Sigara, bir ucu açık.
Demlik, bir ucu açık.
Üçü bir araya geldiğindeyse kelimelerin ucu açık.
Kapanması hali, olmama halimiz.
Kapıların kapandığı, telefonların kapandığı, mezarın üzerine
toprağın kapandığı.
İşte o halden geri dönüşümüz yok.
Ya öyle mi? Ya o toprağın üzerinde de toprağa karışmış tohum
patladığında. Zambak, çiğdem, kardelenler fışkırdığında.
Neyin üzeri kapanabiliyor ki.
Ya bitirebildiklerimiz ne
ki, göçmüş, gitmiş, bitmiş, ölmüş dediğimiz de bile çiçekler
fışkırabiliyorsa topraktan.
İşte o yüzden her şeyin bir ucu açık.
6’’
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder