En son dakika geliyor 110. Tamda vazgeçtiğim anda. Bunca
bekledikten sonra tıka basa dolu olur desem de, tenha boş. En açılı koltukta
bana denk düşüyor. Birkaç durak sonra boy boy birbirine benzer üç kadın biniyor,
küçüğünden büyüğüne sıralanmış. Kız çocuğu, anne, anneanne. Otobüsün
ortasındaki alana dağılıyorlar. Dikkatle inceliyorum. Hepsi birbirine nasılda
bu kadar benziyor.
Küçük kızın kafasına mavi keçeden kar tanesi konmuş.
Kafasında kocaman.
Kış konsepti çantasında da var. Kırmızı beyaz yün örgü, kar
tanesi desenli çantası. Koyu pembe adidas ayakkabılar var ayağında.
Öyle soğuk ki üzerindeki tüm desenler tahmin ediyorum ki
birkaç gün önce kar tatiline filan gitmişler. Sömestre tatili ya!
Kızın kucağında bir demet çiçek. Pembe krafta sarılmış. Bana
doğru aniden dönüyor. Kucağındaki sümbül kokusu doluyor burnuma.
İşte o an diyorum; aha bu! Beni otobüsten, şehirden kopartan
koku, aha bu!
6’’
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder