Dik bir kayanın üzerindeydim. Hava simsiyah, korkunç,
fırtına havası. Üzerimde bembeyaz bir gecelik var. Ayaklarım çıplak, kayanın
üzerinde zor duruyorum. Ayak parmaklarıma turkuaz ojeler sürmüşüm. Aniden
kendimi suyun içinde buluyorum. Mümkün olduğunca tüm gayretimle dibe dalıyorum.
Nefesimin nasıl yettiğine şaşırarak saatlerce dibe daldım. Bir anda bir evin
kapısı açıldı. İçeride olağandışı bir kalabalık, gürültü. Bir yemek daveti gibi
sanki. Herkes bana bakıyor ama ıslak olduğumu kimse fark etmiyor. Masa başında
aile büyüklerinden bugün hayatta olmayan babam, halam ve diğerleri var. Amcam
da var ama hala yaşadığı için şaşırıyorum orada olmasına. Sonra koşmaya
başladım, sanki kovalıyorlarmışcasına, nefes nefese uyandım.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder