11.2.13

BİLİCEN İŞTE !

Turuncu bir kazak. İnce saç örgüleri var boyuna. Makine örgüsü, el örgüsü değil. 
Sırtı dönük giriyor kadın içeriye. 
Kalabalık. 
Ayağa kalkmış, el kol hareketleriyle, hararetle birşeyler anlatan adamı tamda masaya otururken fark ediyor.
Son derece düzgün fiziği olan orta yaşta bir adam. 
Kim bu, kim, kim, kim diye düşünüyor.
Adam hiç durmadan konuşuyor, ara ara kendisini anlatıyor.
Bir oğlu var.Ona benziyor.
İki tonda kahkahası var. Birinde dişleri hafifçe gözüküyor.
Dişleri düzgün. En derin kahkahası bu olsa gerek derken, ikinci kahkahası patlıyor. Burnu yukarı doğru kısılıyor, üst dudağı diş etlerinin üzerinden yukarıya sıyrılıyor. Kahkahanın ne kadar derinden ta içten geldiğini anlayabiliyorsun yüz ifadesinden.
Çok yakışıyor.
Bu gülümseme onu ta üniversite yıllarına okul kantinine taşıyor.
Erkek arkadaşlarıyla Ankara'daki mühendislik fakültesinde şakalaşıyorlar. Kol kola girmişler sıkı sıkı. Duvar gibi kantinin girişinde dikilirken kız içeri giriyor. Oğlanın üzerinde turuncu shetland kazak. Kızın saçları uzun, lüle lüle. Göz göze geliyorlar. Hiç tanımıyorlarmış gibi birbirlerine bakıyorlar. Oğlanların hepsinin bakışları delici. Ama turuncu kazaklı olanın bir başka. Duvar yana dönüyor, yol veriyorlar ve kız yanakları kıpkırmızı geçiveriyor önlerinden. Aynı bugünkü gibi.

6''

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder