Kasabamızın bir tane eczanesi vardı. İshakoğlu Eczanesi. Urfalı uzaktan akrabamız olan eczacı, yerinin avantajını iyi değerlendirirdi. Dönemsel ürünler getirirdi; parfüm, oyuncak, hediyelikler. Sokağa girişte sağda bir arkadaşımızın babasının bakkalı, sınıf arkadaşımın babasının fırını, kasap, karşısında züccaciyeci, tuhafiyeci Asiye teyze peşpeşe sıralanmışlardı. Annem, babam Asiye teyzenin ve bakkalın kapısına asılı ucuz oyuncaklara ikna etmek isteseler de benim gözüm eczanenin vitrinindeki kutulu, pahalı, şık Fatoş bebeklerde olurdu.Her ay bir iki yeni model getirirlerdi. Yeni gelenleri görmek için telaşlanırdım. Bir keresinde gelinlikli bir model gelmişti, gözlerim kamaşmıştı. Asıl en son, liseden mezun olacağım yıl getirdiği belden kemerli, beyaz kürk yakalı, kırmızı paltolu, beyaz şapkalı bebek aklımı başımdan almıştı. Zannederim Mart aylarının başlarıydı. Kar kış indiğimiz çarşıda ilk eczanenin vitrinini kontrol ederdim, hala duruyor mu diye. Mezun olmama yakın babam sormuştu; ''Eee liseyi bitiriyorsun, söyle bakalım ne hediye istersin?''
Tahmin edin ne?
Tahmin edin ne?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder