Ev eşyası taşıdım, dolap, masa, sandalye taşıdım…makineler
taşıdım, vinçlerle…boya tenekeleri, kağıt bobin taşıdım…Mercan’ın dik
yokuşlarında kösele, deri taşıdım…Tahtakale’den beş metrelik sazlar taşıdım,
yirmili yaşlarımda…inşaata tuğla, çimento taşıdım…çamur taşıdım heykellerim
için…kadın gibi hissettiğim zamanlarda sebze fileleri taşıdım…babamın deniz
motorunu, küreklerini taşıdım…oğlumun kangurusunu, karnımda kızımı
taşıdım…sürükleye sürükleye oyuncak torbalarımı taşıdım…
En son geçenlerde, artık bunu istemiyorum dediğim dolabın
bir tarafını tuttum da oğlumla birlikte, işte o zaman, hayatımda ilk defa
olmadı, taşıyamadım. Gayret ettim. Zorladım kendimi. Ama taşıyamadım. Çaresiz
baktım dolaba. Onca yıl hep taşıdım durdum. ‘’Ay ben onu taşıyamam!’’ diyenlere
kızıp, neye yapıştımsa, çekip, koparıp yerden, taşıdım ama işte o dolabı
taşıyamadım.
Anladım ki, artık taşıyamama zamanları geldi. Taşıyamadım.
6’’
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder