Dik ve zorlu bir yürüyüş. Zemin taşlı. Birkaç gün evvelden
kalma su birikintileri çamurlar oluşturmuş. Çamur üzerinde dev bir pati izi var
ama tırnaklı. Ayı olduğu kesin. Ürperiyorum. Bir diğer çamurda çift tırnak
izleri. Domuz. Dev ağaçlar kaba gölge yaratmış, etraf karanlık neredeyse.
Ormancıların açtığı yolun sonundan sağa kıvrılıyoruz. Kanyonun içine. Çok değil
az iniyoruz, apartman yüksekliğinde kayaları su yarmış ve dev bir tünel
oluşturmuş. Dev bembeyaz bir taşın üzerindeki küçük göleti, yaprak süpürgeyle
süpürüp içine çalı çırpı dolduruyorum Yapraklar toprak rengine dönmüş. Avucumun
içine alıp çıtır çıtır kırıyor, çıra yapıyorum. Topladığım dallarla bir kış
geçirmek mümkün neredeyse. Ateş kanyonun karanlığını aydınlatıyor. Sucukları
taze bir dala diziyoruz. Kor ateşe saç
ayağı yapıp yerleştiriyoruz. Çok hızlı pişiyor. Zaman su gibi akıp geçiyor.
Rutubet kokusuna çam kokusu karışmış. Serin bir duş yapar gibi içime çekiyorum
havayı. Tazeleniyorum.
6’’
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder