Otobandan hızla sağa, park alanına sapıyoruz. Ön sağ
koltuktayım. Üzerimde eşofmanlarım ve onun kabanı.
Hava soğuk buz gibi.
Kar yok. Ancak eli kulağında. Bu ülkenin en sevmediğim tarafı bu. Hep soğuk.
Yazın bile soğuk.
Yavaş yavaş alışsamda hala yabancıyım. Bazı sabahlar
yabancılık hissim daha da artmış uyanıyorum. Omuzlarımın arasında başım daha
bir içine çökük, daha bir kamburumsuyum.
‘’Drive in’’ denen
tabeladan içeri giriyoruz. Camı açıp sesleniyor. İki sıcak latte ama kafeinsiz
diyor kendi dilinde. Kafein bana yaramıyor. Doktor kesti. Uyanık olmama gerek
yokmuş.
Uyanık olursam daha zor alışıyorum yeni hayatıma. Sıcak
bardağı dayıyorum dudağıma.
Tüm arabayı kahve
kokusu sarıyor. Gözlerimi kapatıyorum.
Aynı anda yudumluyoruz. İkimizin de gözleri kapalı.
İşte evdeyim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder