Çok eski bir evdi. Tamamen ahşap. Eskimiş, koyu ceviz
ağacından kapısını gıcırdayarak ittiğimde burnuma dolan rutubet kokusu ile
beraber baharat kokusuydu burnumun duvarlarını tırmalayan. Merdiven
korkulukları o kadar eskimişti ki, loş karanlıkta yukarı çıkarken tutunduğumda
ıslak, yumuşak ve nerdeyse sıkı sıkı asılsam parçalanacak gibiydi. Avucumun
içinde ahşabın tüm çizgilerini hissediyordum, geçmiş yılların yol açtığı kırışıklıklar
gibiydi. Göğüs kafesime dolan buruk, kekremsi koku bir yandan iştahımı kabarttığı
gibi bir yandan da burada olmamam, bu gıcırtıları çıkartıp ev halkını tümden
ayaklandırmamam gerektiğini hissettiriyordu. Üst kattaki mutfağa eriştiğimde
bitecek olan açlığım için girdiğim bu riske değmezdi…..
6’’
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder