6.2.13

FİL

''Üstüme bir fil çöktü, o yüzden seni aradım'' diyor telefondaki tiz ses. Fön makinasını kapattırıp tanımaya çalışıyor kadın.
''Ben, ben yörük olan'' diyor, sarışın, kendini konsolos iti diye tanımlayan çocuk. 
''Düşündüm kim iyi gelir diye, sen aklıma geldin,'' diyor. 
Sesini duyması bile kahkahalar atmasına yetiyor kadının. Öyle tatlı, öyle komik ki. 
''Çok daraldım, bunaldım, ne olucam ben!'' diye devam ediyor. Karısı güzel, hayatı güzel ama işte bu ablası yaşında, kahkahalarla dertleri iteleyen kadından medet umuyor.
Önceleri korktu kadından. Bu can, ciğer muhabbetini kavrayamadı bir iki gün. Sonra baktı kötü birşey yok. Dopdolu dolunay günü sahilde koca bir şişe şarap içtikten sonra üst başlarıyla denize girip, rüzgarları bile birbirlerine değmeden saatlerce yüzüp dertleştiklerinde daha iyi anladı, Konya'lı olsada kadından dostun en iyi dost olabileceğine. Annesiyle bile edemeyeceği muhabbeti etti o birkaç günde.
Daha sonra coşkulu bir iki telefon görüşmesinde kadın onu sevdiğini söylediğinde de tırstı..ta ki üzerine oturan o filden kurtulmak istediği güne kadar. Bir iki cümleden sonra fil kalktı, kanatlarını taktı, neredeyse kelebek hafifliğine kavuştu ve terk etti deli mi, yörük mü olduğu belli olmayan sarışın çocuğu.
6''

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder