6.2.13

ÖRDEK

Bir yakamozlar vardı, bir sen.
İlk defa görmüşsün yakamozları, öyle diyorsun. 
Kış günü gördüğün yakamozlar, bir çift buğulu göz ve titreyen dudaklara aşık oluyorsun fütursuzca. 
Son birkez daha görebilmek için yüzelli kilometre geldiğin yolu, geri dönüyorsun, söz alabilmek için. Verilecek sözüm yok ki.
Kapatıyorum telefonları, mektupları reddediyorum. Bana eski bir hikayeyi anımsatıyorsun. Yaptığın taş evleri gezdirip öyle bir evde yaşlanmayı vaad ediyorsun. Kapıda kepçen ve araban var, ben bu hikayeyi biliyorum, olmaz! diyorum. Tek bir nedensiz terk ediyorsun evini. Kimseye sormadan. Günlerce saz çalıyorsun telefonların ucunda, tek bir umut için. Bir sahilde ördek besliyorsun bizim için. Ben gelirsem yemlerim diye. O çok tanıdık kutsal duyguna hürmet ediyorum ama yardım etmiyorum. Aylar geçiyor. Tüm çabalarımı boşa çıkartıp, karşıma dikiliyorsun, ''ben geldim!'' diye.
''Gelme, ben mi gel dedim, gelme, iki paket sigaranıda al git!''...
6''

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder