Bir masala tutunmak, altın serisinden.
Zümrüdü Anka kuşu mesela.
Sen o sarayın hapishane gibi gördüğün bahçesinde oturmuş
ağlarken, taş havuzun kenarında yanına gelir. Kanatlarına tutunup, tırmanırsın
sırtına. Havalanır.
O yıllarca saray zannettiğin bahçe küçücük kalır ayaklarının
altında.
Kanatlarını çırptıkça ağır ağır, güçlü ve sakin, yeni
vadiler, denizler, dağlar geçersin.
Hiç bilmediğin bir ülkeye götürür bırakır seni. Bilirsin
gitmez, kıyısında bekler düşlerinin.
Oradaki kapıları açarsın bir bir.
Orada herşey ama her şey, tamda düşlediğin gibi bekler seni.
Uyanmak istemezsin. Geri dönmek. Ardında bırakmak
istemezsin.
Elinde altın seri, sayfaların arasında unuttuğun parmağın,
uyanırsın çalar saatin sesiyle.
Üst üste koyarsın kitabını ve diğer akşamı beklersin.
6’’
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder