KEK

Karla kaplı bir yolda, buzları savurarak giden arabanın içinde bir kadın bir erkektiler. Tekerleğe takılı zincir iyi bağlanmadığı için arabanın içine korkunç bir ses yapıyordu sağa sola savrularak. Az önce mola verdikleri benzinciden almışlardı ama erkek olan bu soğukta zinciri takamamış, yol kenarına dizilmiş üç beş köylüden yardım istemişlerdi. Sıska, neredeyse siyaha dönmüş yüzlü genç delikanlı, zincir takarken, kadın yol için pişirdiği kekten koca bir dilim çıkartıp, peçeteye sarıp verdi delikanlıya. Bu soğuk, dağ başında, kadın eli değmiş, koca, mis gibi kokan dilimi aldığında kadınla göz göze geldi. Simsiyah gözleri soğuktan ıslanmıştı. Bakışlarında minnet, teşekkür, özlem, merak vardı. Kadın gözlerini kaçırdı. Hızla camı kaparken oda bu delici bakan siyah gözlere çekinerek baktı son kez.